![]() |
Türkiye Prefabrik Birliği / Beton Prefabrikasyon 131. sayı söyleşimiz |

26.04.2019
1)
Satuğ ve ÜlküKüçükkayalar’ın eğitim ve ana hatlarıyla iş yaşamlarının tarih/yer satır
başları
1961 Bursa doğumluyum. Liseyi Bursa Anadolu Lisesinde
okudum ve üniversite eğitimimi ODTÜ inşaat mühendisliği bölümünde tamamladım.
Eşim Satuğ Küçükkayalar da 1960 Balıkesir doğumludur. İlk, orta, lise
öğrenimini Anadolu’nun çeşitli yerlerinde okumuş ve üniversite eğitimini, ODTÜ
inşaat mühendisliği bölümünde
tamamlamıştır. 1984 yılından beri inşaat sektöründe BURSA merkezli özel
girişimci olarak çalışmaktayız. 1992’de kurucu ortağı olduğumuz PB Prefabrik
A.Ş ile beton prefabrikasyon serüvenimiz başladı ve 1992 yılından itibaren de mezuniyetimizden
beri gönül verdiğimiz beton prefabrikasyonun birer neferi olduk. 1995 yılından
itibaren de şu an sahibi olduğumuz KA YAPI San. Ve Tic. A.Ş.’nin kurumsal
yapısı içinde tasarım odaklı iş üretmek, yenilik ve gelişmelere açık olmak
adına ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimine ayak uydurma gayretiyle
hayatımızın kilometre taşlarını oluşturduk. Beton prefabrik ısı yalıtımlı, çift
cidarlı paneller Türkiye’de ilk üretim
ve uygulamalarını yaptığımızı; hatta bu konuda hala tek olduğumuzu söylemeliyim.
2)
KA YAPI niçin Bursa’da
konuşlu ve Bursa’da faaliyet gösteren prefabrikasyon şirketlerinin
birbirleriyle ilişkileri, bölgenin yarattığı avantajlar/dezavantajlar
Niçin Bursa? Bursa, Türkiye ekonomisine yön veren 2.
büyük kent, Lokomotif sektörlerin merkezi. Kadim bir ticaret ve tarım kenti
iken endüstrinin de önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. 1961 yılında
Türkiye’nin ilk Organize Sanayi Bölgesi Bursa’da kurulmuştur. Dolayısı ile
endüstriyel yatırımların hızla çoğalması Bursa’da prefabrikasyonun önem
kazanmasına ve gelişmesine yol açmıştır. Bursa’da şu an 5 firma beton prefabrik
yapı elemanı üretimi yapmaktadır. Yakın zamana kadar bu sayı 7 idi. Bu 5 firma,
kendi aramızda yılda 2-3 kez değerlendirme toplantıları yaparız. Serbest
ekonomi düzeni içinde sıkı bir rekabetimiz olsa da bazı paylaşımları
yapabiliyoruz. Yanıbaşımızda rakibimizin olması hepimizi diri tutuyor,
gelişmemize itici güç oluyor. Hem fiyat, hem de hizmet rekabeti yaratıyor ve bu
durumda yatırımcının menfaatine gelişiyor.
3)
KA YAPI’yı diğer
prefabrikasyon sektörü şirketlerden biraz daha farklı kılan
unsurlar/yaklaşımlar var mı ? (özel projeler, uygulamalar, ürünler ve konuttaki
çabalar, vb.)
KA Yapı metraja oynamayan, daha çok tasarım ve proje
odaklı çalışan bir prefabrikasyon firmasıdır. Her ne kadar ‘’ prefabrikasyon’’ un
tanımında ve ana fikrinde tekrar eden, hızlı (seri) üretim varsa da aynı
zamanda kalite ve ekonomi de var. Günümüz üretim anlayışında insan, hammadde ve
doğal kaynakların her türlüsünün doğru kullanılması, israf edilmemesi var.
Temelde inşaat sektörünün içinde yer alıyoruz. Hepimizin bildiği gibi sahada,
şantiyelerde yap-boz; kır-dök-yeniden yap gibi sebep verilen, göz ardı edilen
kaynak israfı, prefabrikasyonun doğru kullanılması ile önlenebilir; çünkü
prefabrikasyon tasarımında bunları önceden görmeniz ve çözümünü önceden yapmanız,
belirlemeniz gerekmektedir. Biz KA YAPI olarak, bu tür yaklaşımlarla her
projemizi kendi özelinde ele alırız, projeye özel çözümler getiririz;
detaylarımızı buna göre geliştiririz.
‘Islak birleşim’ vazgeçmediğimiz; sıkı sıkı tutunduğumuz bir
kavramdır. Elemanların birleşim noktalarında kaynak kullanmamaktayız.1999
depremi sonrası Üniversitelerin dikkati çektiği nokta olan çatı düzleminde yatay
ötelenmeyi kontrol altında tutan detay olarak çelik halatlar ile
1/4
çatı gergi sistemini projelerimize dahil ettik. Prefabrik soket imalatı ve
montajı yaptık. Örneğin, bu prefabrik soket işi, hem temellerin yapımına kalite
ve güvenilirlik getirdi hem de üst yapımın montajına kolaylık ve doğruluk sağladı.
Yapının taşıyıcı sistemini tasarlayan, üreten ve montajlayan prefabrik
firmasının uygulama denetimini de yapabilmesi için montaj sonrası işverene
sistemin tamamlayıcı detaylarına ait hiçbir işlemin bırakılmaması gerektiğinin
altını çizmek isterim. Biz KA YAPI olarak arakatlı yapılarda da yekpare kolon
kullanıyoruz; çünkü; Ülkemizdeki şantiye uygulama görgüsü ve alışkanlıklarını
göz önüne alırsak, bu tamamlayıcı detayların özensiz uygulanmasının kötü
sonuçlar doğuracağı endişesini taşıyoruz. Bu
nedenle prefabrik montaj sonrası tamamlayıcı işlerin yani mesnet donatılarının
doğru yerleştirilmesinin ve tüm harçlamaların prefabrik firması tarafından
yapılmasının doğru olduğuna inanıyoruz.
Mimari projelere uyumlu her olasılıklı çözüm sunduğumuz prekast
merdiven ve asansör perdeleri, sistem perdeleri ve istinat duvarı panellerinin
üretimini ve uygulamasını da yapıyoruz.
Öngermeli boşluklu döşeme imalatımızın yanı sıra filigran döşeme
imalatı da yapıyoruz. Özellikle konut ve idari bina döşemelerinde filigran
döşeme kullanmak görsel avantaj sağlıyor. Öngermeli panellerin sehim
farklılıklarının görsel problemini ortadan kaldırdığı için daha güzel görünüm
elde ediyorsunuz.
Çubuk sistem
prefabrik yapı elemanları üretiminin yanı sıra; dikey prefabrikasyon diye
adlandırdığımız taşıyıcı duvar panelleri yani çift cidarlı paneller ile çok
katlı taşıyıcı sistemlerin tasarım ve
üretimine 1998 yılında tanıştığımız Thermomass® sistem ile başladık. Bu arada uygulayıcısı olduğumuz Thermomass®
yapı sisteminden de bahsetmek gerekir. Isı yalıtımlı (XPS) genellikle taşıyıcı
olan betonarme sandviç panellerle yapılan bir yapı sistemidir. Sistemin kalbi,
fiber liflerin özel bir reçine ile bağlanması ile elde edilen, çelikten 2 kat
daha güçlü fiber kompozit bağlantı çubuklarıdır. Bu konektörler yanmaz, koroze
olmaz, kimyasallara dayanıklıdır, hafiftir ve çok düşük ısı iletkenliğine sahip
olduğundan iç ve dış kabuk arasında ısı köprüsü oluşturmazlar.
O günden beri, ısı yalıtımlı veya
yalıtımsız, giydirme cephe elemanı olarak Thermomass® panellerin yanısıra
tamamen perde taşıyıcı sistem esasıyla, yerinde döküm beton ile ıslak
birleşimli monolitik davranış gösteren double Wall (çift cidarlı duvar)
paneller ile de bir çok projeye imza attık. Tek katlı olarak Bursa’da Jokey
Kulübü Seyis Ofisi, Marmarabirlik Konferans Salonu, Bandırma’da Banvit Tesisleri
Laboratuvar ve İdari ofis binalarının yapımından sonra ; 2002’de dünya’nın ilk
Thermomass sistem çok katlı, Double Wall panelleri ile Ankara İncek’de 3 katlı villa
yaptık. Bu arada 2004’de özel bir konut, iki-üç katlı konut ve iş yerleri
projelerini tamamladık ve 2012’de Bursa Yenişehir’de 6 katlı konutlardan oluşan
site projesini dış duvarları Thermomass
sistem yalıtımlı iç duvarlarını da yalıtımsız Double Wall taşıyıcı paneller ile
gerçekleştirdik. İşyerleri, depolar, hastane, siteler, idari binalar, arıtma
tesisi, konutlar gibi bu sistem ile endüstriyel tesisler yaptık ve yapmaya
devam ediyoruz.
Son yıllarda dikey prefabrikasyon ile
ilgili gerçekleştirdiğimiz projelerimizi Beton Prefabrikasyon dergisinde zaman
zaman tanıtmaya çalışıyoruz.
4)
30 yıl önceki
prefabrikasyon ile bugünkü sektörü nasıl kıyaslarsınız, bu süreç içinde neler,
nasıl değişti? Değişim kaçınılmaz mıydı, TPB bu değişime tanıklık etmekle mi
yetindi?
30 yıl önce, yani 1990’ların başı bizim sektöre bil
fiil adım attığımız yıllar Gök, Afa, Betoya, Eston,
2/4
Demirağ gibi prefabrikasyonun okulu olan firmaların
sektörde boy gösterdiği yıllar….. prefabrikasyonun yaygınlaştığı, hızlı büyüdüğü
yıllarda endüstriyel yapılar pazarın çoğunu oluşturuyordu. Projelerinizi
ihtiyaçlar belirliyor; açıklıklar, yükseklikler, yükler şimdiye göre daha küçük
daha az, dolayısı ile kesitler ve eleman boyutları da daha küçük: Birim satış
rakamları daha iyi, vadeler makul, üretici sayısı daha az idi. Günümüzde,
yatırımcının talepleriyle ihtiyaçtan kaynaklı prefabrik elemanların boyutları
büyüdü ; yükler arttı. Yaşanılan deprem
tecrübeleri ile yönetmelikler değişti; bağlantı detaylarının önemi arttı.
Ekonomik
politikalarımızda da inşaat sektörü, kalkınma, gelişme modelimizin lokomotif
sektörü haline geldi. Dolayısı ile prefabrikasyon da bu modelden nasibini aldı
ama 30 yıl önce prefabrikasyonun inşaat sektörü içindeki pazar payının %5
olduğundan bahsediyorduk. Hala %3 - 5’lerdeyiz. Yani pazar payı oranımızı
büyütemedik. Hacimsel büyüme gerçekleşti; yeni üretici firmalar devreye girdi,
kısıtlı da olsa yeni pazarlar oluşturuldu. Prefabrikasyon endüstriyel yapıların
gölgesinden kurtarılmaya çalışılıyor. Spor tesisleri, stadyumlar, kent
mobilyaları, kara ve demiryolu yapı ve yardımcı elemanları gibi…. Ama, konut ve
işyeri inşaatlarının hacminin büyüdüğü sektörde prefabrikasyonun bundan
yeterince pay almaması düşündürücüdür. Bence bu konu bir çalıştay konusu
olabilir. Bu arada Türkiye Prefabrik Birliği’nin son yıllarda kamu
yatırımlarında prefabrikasyonun kullanımını öne çıkartan, özel çalışılmış
projelere öncülük etmesi önemli bir çabadır. Ancak, spesifik projelerden yola
çıkıp genele yayılan yurtlar, okullar, sağlık tesisleri gibi çalışmalara da
öncülük etmesi nacizane fikrimdir.
“Prefabrikasyon” kavramını çubuk
yapı elemanları tekelinden kurtarmalıyız. Yapısal olan ya da olmayan cephe panelleri,
perdeler, taşıyıcı duvarlar, bölme duvarlar, merdivenler, parapetler, görsel
cephe elemanları, altyapı-temel elemanları gibi çalışmalar ile konut sektörüne de
el atmalıyız; tasarım odaklı
çalışmalıyız.
TPB’ nin teknik
desteği, standart ve yönetmeliklere katkıları çok önemli ve değerlidir. Bu
desteği her zaman arkamızda hissediyoruz ve devamlı hissetmek istiyoruz.
5)
Yakın gelecekte prefabrikasyon
sektöründe neler bekliyorsunuz? Bu beklentilere (olumlu/olumsuz) TPB olarak
müdahalede bulunmak, ya da katkı yapmak, yönlendirmek nasıl mümkün olabilir?
Kıyasıya rekabet, daralan pazar prefabrikasyonda yeni
arayışlara yol açacaktır. Teknik bilgi ve teknik, tasarım gücü yüksek olan bu
arayışta elbette çıkış yolu bulur. Gönüllük esasıyla kurulmuş TPB bir dernek
bir STK’dır. Tüzüğündeki amaç ve ilkelerine bağlı hareket ederse hepimizin
menfaatinedir. STK’lar üyelerinin aktif gücü ile gelişirler, büyürler ve söz
sahibi olurlar. Bunun için yönetim,
üyelerin etkinliğini diri tutulmalıdır.
6)
Özellikle Avrupa’daki
prefabrikasyon sektörü hacmi, gündemi ile Türkiye’deki hacmi ve gündemi nasıl
karşılaştırabiliriz? Avrupa referansı ve Türkiye kısıtlarıyla hangi başlıklara
nasıl yaklaşmalıyız?
Avrupa’daki prefabrikasyon sektörü hacmi konusunda son
zamanlarda çok güvenilir bir veri içeren yazıya rastlamadım ama sohbet ve
gözlemler sonucunda bu hacmin çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Yani
Türkiye’deki %5’lerden çok yüksek. İsraf ve kayıpları önlemek, azaltmak adına
her konuda standardizasyon Avrupa’da kabul görüyor. Bunun sonucu üreticiler tek
tip ya da tek
3/4
ürün üretiyorlar, bunun üzerinde uzmanlaşıyorlar.
Örneğin yalnızca cephe panelleri ya da prekast merdiven üreticileri, ya da
döşeme üreticileri, kolon üreticileri var. Projeler bu ürünlere uygun
yapılıyor. Üretim kalitesi çok yüksek. Öyle cephe panelleri gördüm ki elimi üzerine
sürmeye çekindim, kirletirim diye… Bağlantı elemanları, ekipmanları çok
kaliteli ve uzun ömürlü. Tabi bunlar birazda zenginlikle ilişkili. Avrupa’da sürdürülebilir
toplam kalite anlayışı her türlü üretimde yer buluyor. Bizler toplumsal gelişmemizi
tamamlayamadığımızdan, Türkiye’de henüz bu anlayışa ulaşamadık.
7)
Varsa … diğer paylaşmak,
açmak istediğiniz konular.
TPB’nin mimari proje firmaları ile temasını,
işbirliğini geliştirmesi lazım. Mimari proje ofislerinin prefabrikasyona
bakışlarını, bakış açılarını geliştirmeliyiz. Bu konuyu çok önemsiyorum. Ayrıca
üniversitelerin sektörümüzdeki uygulamalardan haberdar olmasını sağlamalıyız.
Örneğin TPB üye kuruluşların her birinin yılda bir kez de olsa mimarlık veya
inşaat mühendisliği öğrencilerine kendi tesislerinde teknik gezi imkanı
sağlamasına ne dersiniz? Bizlerin, prefabrikasyona gönül vermiş, buna kafayı
takmış genç arkadaşlara ihtiyacımız var. Bu geziler sayesinde bu genç
arkadaşları sektöre kazandırabiliriz. Ben bunu sahne tozu yutmak gibi
görüyorum. Bir kez insanın içine prefabrikasyon kaçarsa bir daha iflah olmaz!
Mezun olurken hayallerinde prefabrikasyon olan gençler bulmalıyız. Prekast
tasarımcılar yaratmalıyız. Prefabrikasyona, betona gönül vermiş kişilerin
çabalarını önemseyelim, destekleyelim.
Yaptığımız
teknik çalışmalar sanatsal dokunuşlar ile desteklenmedikçe yalnızca ticari
faaliyetten öte gidemez. Bizler, prekastçıların yaptığı işin tasarım odaklı bir
iş olduğunu unutmayalım. Betona ruh üflerken sanatımızı, tasarım gücümüzü
ortaya koyuyoruz. Ortaya çıkacak elemanın boyutu, şekli, orantısı, yerindeki
duruşu sizce de tasarım gücünü yansıtmıyor mu? Bu tasarım, daha betonun karışım
reçetesini hazırlarken başlıyor. Önce karışımı tasarlıyoruz, maruz kalacağı
yüklere göre; sonra şekillendiriyoruz, vücuda getiriyoruz; pişiriyoruz;
kaldırıp taşıyoruz; dinlendiriyoruz; seyahat ettiriyoruz; sallıyoruz,
sıkıştırıyoruz, canını acıtıyoruz ve sonunda hizmet edeceği sürece ayakta
duracak bir yapıt haline getiriyoruz.
Bu söyleşi beni
oldukça gerilere götürdü. Sayenizde ben de şöyle geçmişin ve gelişmenin
değerlendirmesini yaptım. Üniversite yıllarında Bursa-Ankara arası
yolculuklarımızda, Eskişehir’den geçerken ESTON’un tesislerinde ne olup
bittiğini, neler ürettiğini, yeni işlerinin ne olup olmadığını hatta makina
teçhizatlarını bile gözlemliyorduk. İşte bu bizim içimize işleyen bir virüsdü !
Sonuç olarak; bu bir serüven! Bu serüveni
heyecanla sürdürmeyi arzu ediyoruz. Daha yapacak çok işimiz var. Bir sonraki
kuşağı beton prefabrikasyona hazırlamalıyız. Söyleşiniz için Teşekkürler..
26.04.2019
4/4
Prefabrik hazır evler, modern yaşamın hızlı temposuna uyum sağlayan pratik ve ekonomik konut çözümleri sunar. Prefabrik evler, önceden hazırlanan modüllerin veya bölümlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulur.
YanıtlaSil